12 Şubat 2019 Salı

HAŞHAŞİLER, MÜSLÜMAN DEĞİL, Şİİ İSMAİLİ GÖRÜNÜMLÜ TAPINAKÇILARDIR

HAŞHAŞİLİK BUNDAN BİN SENE ÖNCE DE ŞİMDİ DE İSLAM'LA İLGİSİ OLMAYAN TAPINAKÇILARIN VE YAHUDİLERİN KULLANDIĞI BİR TERÖR ŞEBEKESİDİR!

Bernard Lewis, manupilatif kitabında Haşhaşilik’in İslam’a ait bir tarikat olduğunu söylüyor ve bu yönde algı yönetimi yapıyor. Buna en basit şekilde şöyle cevap verelim:

“Yahu Hasan Sabbah Müslüman değildi ki, Haşhaşiler ilk İslami teröristler olsun!”


Tarihte önemli bir yer işgal eden Hasan Sabbah ve onun Alamut Kalesi’nde kurduğu ilginç yönetim tarzı ecnebiler tarafından hep İslam’a aitmiş gibi gösterilir. Bununla da kalınmaz, İngilizce’deki “assassination: suikast, adam öldürme” kelimesinin de Haşhaşilik kelimesinden geçtiği hatırlatılır. 

Yani, “Bakın zaten İngilizceye geçen bu kelime de İslami’dir. Bu da terörün kaynağının İslami olduğunu gösterir!” denmektedir.

Bu çok zavallı ve tilkice bir algı yönetimidir.

Çünkü Hasan Sabbah, İsmailiye denen 7 İmamcı ve kendini rafızi Şia içine konumlandıran bir mezhebe bağlı gözükse bile kesinlikle Müslüman biri değildi. Çünkü namaz, oruç, zekat ve hacca inanmaz, şarabı, uyuşturucuyu ve zinayı meşru görürdü. Hele uyuşturucuya müptela edip, sahte cennetler ve hurilerle avuttuğu Haşhaşilerinin işlediği cinayetler, onlar için bir ibadet niteliğindeydi.



Tarihte Karmatilik olarak da öne çıkan bu terörist yapılanmanın İslam’la en ufak bir ilgisi olmaması bir yana tamamen İslam’ın baş belası olmuş ve en az yüz elli sene çözülemeyen bir problem oluşturmuştur.

Büyük Selçuklu Devleti’nin veziri Nizamülmülk’ün ve onlarca önemli ismin Hasan Sabbah’ın fedailerince öldürüldüğünü; DİKKAT BUYURUN İslam'ın mukaddes merkezi Kâbe’nin miladi 930 yılında Karmatilerce işgal edilip, hacıların toptan kılıçtan geçirildiğini ve YİNE DİKKAT BUYURUN; Hacerü’l-Esved’in Bahreyn’deki kalelerine kaçırılıp tam 22 yıl orada saklandığını söylersek her halde işin gerçek hüviyeti ortaya çıkar.


Mısır’daki Fatımi idaresi de “İsmailiye, Karmatiye” ile uzun dönem aynı çizgide olmuştur. Bu yapılar zahiren Müslüman kimliği altına girmiş; ama asla Müslüman olmamış nifak şebekeleri tarafından organize edilmiştir. Her biri asıl inancını gizlice uygulayan ve İslam’ı içten yıpratmaya çalışan Yahudiliğin güdümünde münafık yapılardır. 


Bu son derece karışık yapıda sihir, büyücülük, Sabiilik, Manicilik, Hermetizm, Mazdekçilik, Neo-platonculuk, Zerdüştlük, Şamanizm, Sofestailik ve Kabbalacılık hakimdir. Esas itibariyle tümü Bâtınilik olarak tanımlanmaktadır.

Karmatiler İslam dünyasında ortaya çıkmış ilk komünistler olarak bilinir.

Onlar için kadınlar dahil her şey ortak kullanıma açıktır.

“Derin İhtilal” adlı kitapta (H. A. Gwynne. Selis Yay. İst. 2003) Tapınakçılar konusunda en önemli uzmanlardan Comte de La Couteulx de Canteleu’dan bir alıntı yapılmaktadır. (s. 49).


Kont, Filistin’de kaldığı 50 yıl süresince Haçlı zihniyetli bir tarikatın Haşhaşi tarikatıyla nasıl yakın ilişki kurduğunu izah ediyor. Haşhaşi üyelerinin tamamının Süleyman Mabedi’ni yeniden inşa etmek isteyen İsmailiye’nin bir kolu olduğunu belirtiyor.


Resimaltı: H.A. Gwynne, Julian Ralph, Perceval Landon ve Rudyard Kipling Güney Afrika'da. 1900–1901
Kaynak: https://www.pinterest.com/pin/289848926000774029/


Haşhaşilere göre kıble Kâbe değil Kudüs’tür, onların anladığı anlamdaki hac da Kâbe’de değil Kudüs’te yapılmaktadır. Görüldüğü gibi bu yapının İslam’la ilgisi olmak bir yana en büyük hedefi İslam’ın ve Müslümanların bizzat kendisi olmuştur. 


Şimdi hakikat böyleyken şu soruyu sormak gerekmiyor mu: Neo-con’ların, Illuminati'nin, Kaosçuların ve “medeniyetler çatışması”nın en önemli beyinlerinden biri olan Bernard Lewis, acaba niçin konuyla ilgili kitabının başlığında, “İslam'da Radikal Bir Tarikat: Haşhaşilik” adını koymuştu?


Tüm ilmi kariyerini heba etme pahasına niçin böyle bir gayretin içine girmişti?


Hiç yorum yok: