25 Aralık 2019 Çarşamba

KOÇ'UN GİZLİ ORTAĞI; HÜRRİYET'İN GİZLİ FİNANSÖRÜ: BURLA BİRADERLER

Koç'un gizli ortağı:
Burla Biraderler

(alıntı)
Türkiye'nin en büyük şirketlerinden olan Arçelik'te ve Arçelik'in dağıtım ağı Atılım Pazarlama'da önemli bir hisse payına sahip olan Burla Biraderler bundan 500 yıl önce İspanya'dan Osmanlı topraklarına göç eden bir İspanyol Yahudi ailesidir.

Can Kıraç'ın 'Anılarımla Patronum Vehbi Koç' kitabını okurken, kitabın satır aralarında geçen bir soyisim dikkatleri çekiyor; Burla Biraderler. 1960'lı yıllarda Koç'un en büyük rakipleri arasında da olunca hafızamı zorlayarak böylesine güçlü bir aileyi hatırlamaya çalışıyorum. Ama nafile. Türkiye'nin isimleri medyada çıkmayan gizli zenginlerine meraklı iseniz Burla soyadının sizi tahrik etmemesi mümkün değil.

Türkiye'deki kökleşmiş isimlerin yer aldığı 'Kim Kimdir?' kitabına bakıyorum. Ama Burla ailesi ile ilgili hiçbir bilgi kırıntısına rastlayamıyorum. Musevi cemaatine ait aile fertlerinden hiçbirisine ulaşmanın mümkün olmadığını kısa bir süre sonra anlıyorum. Ama içimde bir umut ışığı var: Monik Burla. Burla Biraderler'in torunu, Avni Benardete ile evlendikten sonra kamuoyu daha doğrusu sosyete dünyası onu Benardete soyadı ile biliyor. Fakat Avni Benardete daha sonra genç bir hanımla başlattığı ilişki sebebi ile Monik Benardete'den boşanıyor. Monik ise şu anda bir sebeple Avni Bey'in amcazadesi Ceri Benardete ile beraber. Karışık bir ilişkiler ağı var anlayacağınız. Monik Burla mübalağasız Burla ailesinin piyasa tarafından bilinen tek ismi. Gece hayatında, partilerde ve magazin dergilerinde boy göstermeyi çok sevdiği için biz de bu isme uzaktan da olsa aşina idik tabii..

'Konuşmaya yetkili değilim'

Sosyete dünyasını bilmediğimiz için beni kendisine ulaştıracak cep telefonunu zar zor buluyorum. Bu telefonu veren şahıs, bayan Benardete'nin çok görgülü ve gazetecilere karşı çok anlayışlı olduğunu söylüyor, ümidim de bundan kaynaklanıyor. Fakat telefonda karşıma çıkan ses ilk başlarda hiç de hoş sayılmayacak bir ses tonu ile Burla ailesi ile alâkalı bilgi veremeyeceğini, bu konuda 'yetkili' olmadığını söylüyor. Babası ve amcaları ile alâkalı birkaç masum soru dışında herhangi bir sorumun olmayacağını söylesem de, şirketin konuşmadığı bir konuda kendisinin konuşmasının mümkün olmayacağını söyleyerek özür dileyip telefonu kapatıyor.

Musevi ailelerin bu kadar kıyıda durmalarının elbette özel bir sebebi vardır. Ama yine de değinmeden edemeyeceğim; dünya şeffaflaşmaya gidiyor ve saklı yapılar artık illegaliteyi akla getirir oldu. Masonluk bile belli ölçüde şeffaflaşmaya gitmek zorunda kaldı. Birçok azınlık gibi Burla Biraderler de Türk milletinin üstünden çok büyük paralar kazanmış, otomotivden tekstile pekçok sektörde faaliyette bulunmuş bir aile olarak Türkiye'de çok önemli ticari işlere imza atmış ama kendilerini hep perde arkasında tutmak istemeleri oldukça dikkat çekici.

Rahmi Koç-Monik Burla dostluğu

Burla Ailesi İspanya Yahudilerinden ve Osmanlı topraklarına 1492 yılında göç eden bir aile. Bu sebeble 500. Yıl Vakfı'nın aktif üyeleri arasında Lori Burla da var. Aile şirketleri tekstilden otomotive, büro, kırtasiye malzemelerinden elektrik malzemelerine, oradan rulman ve fotoğraf makinesi pazarlamasına kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor.

Ailenin önemli isimlerinden Monik Burla ile Rahmi Koç arasında çok sıkı bir dostluk ilişkisi var. Monik hanımın verdiği tüm davetlere Koç ailesi tam kadro katılıyor. Ayrıca küçük bir grup her ayın ilk perşembesi basından habersiz bir araya gelerek gurme toplantıları yapıyorlar. Aşağı yukarı 10 ailenin bulunduğu bu süzme toplantılara öğrenebildiğimiz kadarı ile, Rahmi Koç ve Monik Burla'nın dışında Nuri Çolakoğlu, Tezcan Yaramancı, Hakko ailesi, Nursen Gündüz ve ailesi ve Ceri Benardete katılıyor. Bu kısa dedikodudan sonra asıl meseleye girelim.

Burla Biraderler ile Vehbi Koç arasındaki ilişki sadece ticari alanda olmadı. Vehbi Koç'un arkasındaki 'gizli kahraman' olarak bilinen Bernar Nahum'un da Koç Grubu'na Burla Biraderler'den 1944 yılında transfer edildilmesi çok stratejik bir konumlanma örneği. Bernar Nahum biraz zor verdiği bu kararın arkasından hayatının sonuna kadar Vehbi Koç ile beraber oluyor. Şimdi de Nahum'un oğlu Jan Nahum Koç Holding'e ait Tofaş Grubu'nda murahhhas aza olarak görev yapıyor. Nahum, Koç'tan sonra Koç Grubu'ndaki en önemli soyadı. Koç'un özellikle yurtdışı ilişkilerinin arkasında hep Bernar Nahum'un uluslararası seviyede güçlü bağlantıları yatıyor. Elektrik ampulü, taşıt lastikleri, buzdolabı, çamaşır makinesi, Anadol otomobili üretimi gibi başlangıçta çok zor gibi görünen sektörlere girilmesinde Nahum'un hayal gücünün ve uygulama üstünlüğünün payı büyük. Bernar Nahum eğer Burlalarda kalsa idi Koç bu kadar büyüyebilir miydi bilinmez ama doku uyuşmazlığı olmaması halinde Burla ailesinin şimdikinden daha büyük bir noktada olacağı muhakkak.

Arçelik'te Koç-Burla ortaklığı

1960'lı yılların başlarında Vehbi Koç, beyaz eşya sektöründeki talebi karşılamak amacı ile çelik dolap işine girmek istiyordu ama Burla Biraderler de aynı şekilde bu işi yapmaya soyunmuşlar ve bir fabrika arıyorlardı. Bu durum Vehbi Koç'un hiç hoşuna gitmiyor. Piyasanın iki üreticiyi besleyecek kadar gelişmediğini düşünüyor ya da rakip istemiyor. Zaten Burla ailesi ile bazı sektörlerde kıyasıya bir rekabet yaşıyorlar. Bu sefer Koç, Burla Biraderler ile ortak olarak onların piyasa tecrübelerinden yararlanmak istiyor. Ve Burla Biraderler'e ince ve kurnaz zekası ile reddedemeyeceği bir teklif götürüyor. Vehbi Koç, Burla Biraderler ile görüşerek fabrikayı birlikte kurmayı teklif ediyor. Bilgi ve sermaye gücü nedeni ile çoğunluk hisselerine Koç grubu sahip olacaktır. Burla ailesine ise yüzde 20 hisse verilir. Bugün Burla Biraderler'in Arçelik içindeki payları yüzde 2,98'e inmiş durumda. Ama Arçelik Türkiye'nin en büyük özel şirketi ve cirosu 1 milyar 200 milyon dolar seviyesinde. Dolayısı ile yüzde 2,8'lik pay bile bir aileye en üst seviyede yaşam standardı sunacak kadar önemli bir rakama tekabül ediyor. Bugünkü değerlerle yaklaşık 100–150 milyon dolarlık bir pay demek bu.

Hürriyet ve Cumhuriyet bağlantısı

Bir dönem kağıt işinde de Türkiye'de belirleyici bir rol oynamışlar. Hürriyet gazetesi ile Burla ailesi arasında da ispatı bir çırpıda mümkün olmayan bir finans ilişkisi olduğu biliniyor. 150 milyon doların üstünde ciro yapan ve bu açıdan Türkiye'nin en büyük gazetesi olarak bilinen Hürriyet gazetesini destekleyen kurucu kadrolar arasında Burla Ailesi başı çekiyor.

Cumhuriyet gazetesine gelince... Cumhuriyet'in de, kurucusu Yunus Nadi. Mason olan Yunus Nadi, Arnavut kökenli yazar Naci Pelister'in "Türk Matbuatı Yahudilerin Kontrolü Altında" başlıklı bir yazısında bildirdiğine göre aynı zamanda da bir "Karaim Yahudisi". Karaimler, 8. yüzyılda kurulmuş bir Yahudi tarikatı. Bu durumda Cumhuriyet'i bir "tarikatçı gazetesi" olarak tanımlamak mümkün olabilir; tabii İslam değil Yahudi tarikati elbette. Cumhuriyet'in Milli Şef dönemindeki yükselişi ise, iki Yahudi şirketinden aldığı destek sayesinde oldu.

O dönemde Türkiye'deki gazetelerin ilan işleri, "Yahudi şirketi" olan Hoffer'in, kağıt işleri de Burla Biraderler'in elindeydi. Onların tutmayacağı bir gazetenin yükselmesi ve hatta yaşaması zordu. Bu bilgiden hareketle insanın aklına Burla ailesi acaba Karaim tarikatına mı üye diye bir soru gelebiliyor.

Devlet ihalelerinde aktif oldular

Burla Biraderler'in nasıl büyüdüğüne bakıldığında iki şey dikkati çekiyor; dışarıdaki bağlantıları ve içerideki rakipsizlikleri. Cumhuriyetin başlarında bazı ithal malların satılmasında ve devlet ihalelerinde Yahudi ailelerin çok büyük avantajları olmuştu. 1954 yılında Galata'da Üzeyir Garih ile İshak Alaton'un beş bin lira sermaye ile kurdukları Alarko Holding'in bugünkü gücüne ulaşmasında, 1958'de dönemin başbakanı Adnan Menderes'in kendilerine Ankara'da kurulacak olan bir para matbaasının havalandırma tertibatının ihalesini vermesinin önemli rolü olduğunu kimse inkar edemez. Elektrifikasyon ve elektrik malzemelerinin satışı ile piyasaya giren Burla Biraderler'in de gerek devletten aldıkları ihalelerle ve gerekse Türk işadamlarıyla yürüttükleri ortak çalışmalarla kısa zamanda büyük güce ulaştıkları ortada.

Türkiye'nin en eski sanayici ailesi

Burla Birderler'in şirketleri Türkiye'nin en eski ticaret ve sanayi şirketlerinin başında geliyor. Burla Biraderler'in en eski şirketi 1928 yılında kurulan Ottaş Otomotiv ve Taşınmaz Mallar Sanayii. Ottaş bugün Türkiye'nin en eski otomotiv şirketi. Ottaş'ın şu anki yönetim kurulunda şu isimler bulunuyor: Lori Burla, Leon Hahanel, Sara Bornsten, Emil Franko, Nadya Sonman, Robert Sonman ve İvet Burla.

Yine Burla Biraderler'e ait Burla Makine Ticaret ve Sanayi şirketinin yönetiminde de aşağı yukarı aynı isimler var: Lori Burla, Monik Benardete, Terry Sonman, Toni Hananel, Nadya Sonman, Sara Bornsten, İvet Burla, Leon Hananel ve Robert Sonman. 1975 yılında kurulan şirket, tezgah makineleri, yedek parçaları ithalat ve ihracatı alanlarında faaliyet gösteriyor.

Power dergisinde Burla Biraderler ile çıkan bir haberde şu bilgiler yer alıyor: Burla Ailesi Arçelik'in yanı sıra Koç Holding'in beyaz eşya pazarlama şirketi Atılım'da da hisseye sahip. Lori Burla şirket yönetim kurulunda ve başkan yardımcısı olarak görev yapıyor. Atılım'daki hisse payı ise bilgiye kapalı yapıdan dolayı bilinemiyor.

File Tül Makine ve File Tekstil Sanayii, Burla ailesinin tekstil sektöründeki şirketleri arasında yer alıyor. File Tül'ün yönetim kurulunda Yusuf ve Reyna Burla ve Eddi Anter isimleri var. File Tül Makine her türlü tel örgü, makine ve ipliğiyle mensucat imalatı alanlarında faaliyet gösteriyor. File Tekstil genel bir ticaret şirketi hüviyetinde. Bir başka tekstil şirketi Şen Triko da Yusuf Burla yönetiminde. Burla ailesinin şirketi olan Birol File de Birol Burla tarafından kurulmuş.

***********
***********
GÜRKAN HACIR'ın yazısı

Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Hürriyet gazetesi hangi Yahudi ailenin aktardığı parayla kuruldu?

Kurucu Sedat Simavi borcunu ilanla mı ödedi? Koç Grubu'nun Yahudilerle bağlantısı ne? Arçelik'te Yahudi ortak var mı? Burla Biraderler'i tanımak ister misiniz? 
Koç ile Hürriyet'in kaderini belirleyen ailenin kızı: Monik
Burla adı, her ne kadar yabancı olduğumuz bir isimmiş gibi görünse de, aslında yaşamımızın tam da ortasındalar. Dinlediğimiz radyodan buzdolabına, otomobilden okuduğumuz gazeteye kadar herşeyin altında onların imzası var.

İşte bir ailenin bilinmeyen öyküsü

Monik Benerdate geçtiğimiz hafta hayata veda etti. Sosyete magazinini yakın takip edenlerin iyi bildiği bir isimdi. İstanbul'un hemen her önemli davetinde boy gösteren Monik Hanım, Burla Ailesi'nin kızıydı. Benerdate soyadı evlendikten sonra aldığı eşinin soyadıydı. (İlginç olan, Monik Hanım iki evlilik yapmıştı. İlk eşi  Benerdate Ailesi'ndendi. İkinci eşi ise Ceri Benerdate'ydi. İkinci eşi ilk eşinin kuzeniydi.) Ama Monik hanımın asıl zenginliği kendi ailesi Burla'lardan geliyordu.
Peki Burla'lar kimdi?
Türkiye'nin sanayisinden medyasına kadar geniş bir yelpazede adlarından söz ettiren Burla Ailesi'nin tarihine bir uzanalım.

ÖNCE LİVORNO, SONRA SELANİKBurla'lar İspanya'dan göç eden Musevi  bir aileydi.  Osmanlı İmparatorluğu'na sığınan binlerce seferad aile gibi onların da ilk durakları İtalya'nın Livorno kenti olmuş, ardından Selanik'e göç etmişlerdi. Selanik'te yerleştikleri yer ise bize tanıdık bir mahalleydi. Atatürk'ün de evinin bulunduğu Koca Kasım Paşa Mahallesi.
Eli ve Daniel Burla kardeşler Selanik'te ticaretle uğraştılar. İstanbul'a göç ettiklerinde de yanlarında hem yüklü miktarda para hem de önemli bir ticari gelenek getirmişlerdi. İlk şirketlerini Galata'da açtılar. Yıl 1911.
İthalat işleriyle uğraşıyorlardı. İthalat konusunda hemen hemen tekel gibiydiler. Ottaş'ı 1928 yılında kurdular. Ottaş Otomotiv ve Taşınmaz Mallar Sanayii. Bu aynı zamanda ülkemizin de ilk otomotiv şirketi oldu.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bindiği otomobillerin neredeyse tamamını (18 tane) Burla Biraderler ithal etmişti. Zaten Atatürk'le Selanik günlerinden tanışıyorlardı.
Burla Biraderler deyip duruyoruz ama bu biraderler kimdi?
Şirkette aktif olan iki kardeşti. Eli ve Daniel Burla! Şirket işlerine pek girmeyen bir başka kardeşleri daha vardı. Maya!
(Maya Hanım Türkiye'deki şirkete pek karışmamıştı ama öyle bir aileye gelin gitti ki..! Burla Biraderlerin servetini birkaç kez katlayacak bu aile Grunberglerdi. Yani dünyaca ünlü Grundig markasına sahip olan aile)
Daniel Burla'nın iki erkek çocuğu oldu. Fred Burla ve Lori Burla...!
 Fred Burla'nın tek kızı oldu. Monika! O da Türkiyeli bir Musevi olan Benerdate'lere gelin gitti. Türkiye'de kaldı, cemiyet hayatının sevilen bir ismi oldu.
Lori Burla'nın çocukları ise yurtdışında kalmayı tercih ettiler.
Eli Burla'nın ise iki kızı oldu. Sara (Bernsten) ve Nadya (Sonman)

VEHBİ KOÇ'LA KESİŞEN YOL Burla Biraderler makine üretiminden tekstile ev eşyası ithalinden çelik saç ve döküm atölyesine kadar onlarca alanda faaliyet gösterdiler. Ama asıl büyük sansasyonel ithalatları radyo oldu. PYE marka etiketli radyoları hatırlayanlar olacaktır.
Radyo ithalatı bir anda cirolarını fırlattı.
En az radyo kadar ilgi gören bir başka ithal ürünleri ise buzdolabı  oldu. Frigidaire marka buzdolaplarını Türkiye'ye getirdiler. Tel dolaplarda yiyecek içecek saklayan Türk insanı için vazgeçilmez bir ev eşyası olmuştu.
Peki Koçlarla daha doğrusu Vehbi Koç'la yolları nerede kesişti.
Vehbi Bey'in anılarına bakalım.
'...Ampul fabrikasından sonra, ikinci endüstri şirketimiz Arçelik'tir. Bu şirketimizin kurulma hazırlığı 1953'te başlamakla birlikte, böyle bir üretime girme düşüncesi bende 1935 yıllarında gelişmişti. O yıllarda Ankara gittikçe büyüyor, benim işlerim de gelişiyordu. Bir yandan da İstanbul'dan sac dosya dolaplarını 1929'dan beri Erel firması olarak Lütfü Doruk ve ortakları yapıyordu.
Lütfü Bey mali bakımdan sıkışık durumdaydı, işlerini geliştiremiyordu. Kendisine ortaklık teklif ettim. 'Sen beni yutarsın'  diye kabul etmedi, bu isteğimden vazgeçtim.
Lütfü Bey bir süre sonra, işi ortağına bırakıp Muğla'nın Köyceğiz'inde dalyan işletmeye başladı. Bu iş de birkaç yıl sürdükten sonra devam etmeme kararını aldı, İstanbul'a döndü. Erel şirketi Lütfü Bey'in Edip Bey adında bir arkadaşı tarafından yönetiliyordu.
Lütfü Bey'le dostluğumu devam ettirdim, zaman zaman o Ankara'ya gelir, ben İstanbul'a giderdim.1953 yılında, bir gün aklıma gene bu mobilya işini yapmak için bir teklifte bulunmak geldi. Lütfü Bey de sıkışmış ve bunalmıştı, teklifimi kabul etti.
İstanbul'da Burlalar da demir mobilya alıp satıyorlardı. Onların da imalata geçmek istediklerini duymuştum. Lütfü Bey'le bir fabrika kurmaya karar verdikten sonra, fabrikanın üretimini artırmak, maliyetleri düşürmek ve bir an önce kara geçmek için  Burlalarla ortak olmaya karar verdik. Bu ortaklık 1954 yılında kuruldu. Gene aynı düşünceyle Devlet Malzeme Ofisi'yle 1956'da ortak olduk.
Bir yandan bu demir mobilya işini sürdürürken buzdolabı  yapmayı düşünmeye başladık. Memlekette yaşama seviyesi yükseliyor, piyasada buzdolabı ihtiyacı  hızla artıyordu.
Buzdolabı tamamıyla sac imalatıydı. Makinelerimiz de vardı. Ortaklar, aramızda konuştuk, başlamaya karar verdik. Avrupa ve Amerika'nın büyük firmalarına başvurduk. Türkiye'de tüketim çok küçük olduğu için hiç  biri yanaşmadı. En sonunda İsrail'de 'Amcor' firması ile bir anlaşma yaparak buzdolabı yapımına ve onlardan kompresör almaya başladık. Başlangıçta hem buzdolabı hem demir mobilya yaptık. Buzdolabı işi geliştikçe Arçelik, ilk gayesi olan demir mobilya işini bıraktı, yavaş yavaş elektrikli ev aletleri endüstrisine geçti.
Hayat Hikayem / Vehbi Koç 1973 3. Baskı

VEHBİ BEY'İN TİCARİ ZEKASIVehbi Bey'in yukarıdaki birkaç satırla geçiştirdiği olaylar aslında büyük bir şirket operasyonuydu. Açmak gerekirse...
Önce zor durumdaki saç dolap üreticisi Lütfü Doruk'la ortak oluyor. Lütfü Bey başına geleceği seziyor ve 'Beni yutarsın' diyor ama çıkar yol bulamadığı için kabul ediyor. Vehbi Bey sac dolap piyasasına hakim oluyor ardından kurduğu şirkete Devlet Malzeme Ofisi'ni de ortak ediyor. Bütün devlet dairelerinin sac dolap ihtiyacı olduğunu düşündüğünüzde kazancı siz hesaplayın. Ama Vehbi Bey'in ticari zekası bununla da sınırlı kalmıyor. Burla Biraderleri de bir şekilde ikna edip buzdolabı imalatı amacıyla Arçelik'i kuruyor. Ve yıllar önce Lütfü Bey'in söylediği gibi Vehbi Bey zaman içinde Burlaları da yutuyor. Arçelik'te Burlaların ve vefat eden Monik Hanım'ın çok küçük hisseleri kaldı.
Yani günün birinde KOÇ Grubu size ortaklık teklif ederse hemen sevinmeyin..!
Şaka bir yana Burla Ailesi Koç ailesiyle hep birbirlerini sevdiler, saygı duydular. Hatta o kadar ki Lori Burla, bir röportajda örnek alacağınız şirket hangisidir sorusuna hiç düşünmeden 'Koç'lar' cevabını vermişti. Lori Burla başta olmak üzere bütün aile Vehbi Bey'e ve Koç Ailesi'ne hep hayranlık beslediler.
Ama şunu kabul etmek gerekir ki Vehbi Bey, hep Burlaların izinden gitti. Onların hakim olduğu alanlara sızdı. Önce ortak oldu ardından tek söz sahibi... (Vehbi Bey'in Yahudilerle olan işbirliği ayrı bir inceleme konusudur. Ama şunu da eklememe izin verin lütfen. Şevket Kazan bana Tayyip Erdoğan'ın Vehbi Bey'in hayatını anlatan İmparator kitabını okuduktan ve Yahudi bağlantısını gördükten sonra çok değiştiğini ve önünün açıldığını söylemişti. Meraklısı için Erol Toy - İmparator)
Otomotiv sektörü  de Burlaların hakim olduğu bir alandı. Vehbi Bey ise Koç Otomotiv A.Ş. ile Ankara'da faaliyet gösteren nispeten küçük bir şirketti. Önce Burlaların Ankara temsilcisi Jan Nahum'u yanına transfer etti. Ardından yine ortaklık, Ford'un ithalatı ve Tofaş'ın kuruluşu...
Hürriyet nasıl kuruldu?
Burla Biraderler yaygın reklam mecralarının olmadığı zamanlarda çok sayıda gazete ilanı veriyorlardı. Yeni bir gazete kurmak için para arayan Sedat Simavi'ye de böyle destek oldular. Ayrıca gazetenin ham maddesi olan kağıdın ithalatını da yine Burla Biraderler yapıyordu. Sedat Simavi'ye yüklü miktarda borç verdiler. Hürriyet Gazetesi Burlaların verdiği parayla kuruldu. Sedat Simavi borcunu ilanla ödeyecekti. (Sabah'ın TMSF'den Çalık'a reklam karşılığı sayılabilecek koşullarla satılması garibinize gitmesin. Eskiden bunun örnekleri var.) Öyle de oldu. Ama Simavi'nin Bab-ı Ali de ki rakipleri Sedat Bey'in yeni bir gazete çıkartmasını istemedikleri için bilindik çamura başvurdular. Hürriyet Yahudi gazetesiydi, Yahudi sermayesiyle kurulmuştu. Hem İsrail'in kuruluşu ile Hürriyet'in ilk yayına başlaması neredeyse aynı günlerdeydi. (Simavi'nin Hürriyet serüveni için, İrem Barutçu'nun Bab-ı Ali Tanrıları - Simavi Ailesi kitabına bakabilirsiniz.)
Evet, Burlaların hikayesi böyle...Hayata veda eden İstanbul cemiyet hayatının renkli ismi Monik Hanım'ın eğlence dünyasında yaşadıklarını magazinci arkadaşlara bırakmadan önce bir not ve bir de soru ekleyelim...
Arçelik A.Ş. geçtiğimiz günlerde Grundig Türkiye'yi aktifi ve pasifiyle devraldı. Böylelikle Grundig de Koç Grubu'na dahil oldu. 1942 yılında azınlıklara yönelik çıkartılan Varlık Vergisi'nde Vehbi Koç, hangi azınlık mensubu aile için -sonradan evinde kiracı olan- Başbakan  Şükrü Saracoğlu'na ricacı olmuştu?

NOT: Bu hafta Şimdiki Zaman'da konuğum yazar Özdemir İnce olacak. Şimdiki Zaman bu akşam 23.15'te canlı yayınla Skytürk'te...
Gürkan Hacır

Hiç yorum yok: