16 Haziran 2020 Salı

ATHENAGORAS BEDİÜZZAMAN'LA GÖRÜŞTÜ İDDİASI TAMAMEN GLADIO-CIA UYDURMASIDIR, ÜZMECEDİR.


CIA AJANI PATRİK ATHENAGORAS, CIA AJANI VATİKAN “BABA”SI THOMAS MICHEL VE ÜSTAD’LARINI TÖHMET ALTINA KOYAN “PARALEL NURCULAR” FETÖ YUMURTALARI


(Facebook'ta Mahir Usta beyin konuyla ilgili paylaşımına katkı:
15 Haziran 2020 Pazartesi..

MUSTAFA AYDIN

Bünyamin Ateş ağabeyimizle Ahmet Akgündüz'ü ziyaret ettiğimizde Athenagoras konusu gündeme geldi. Kendisi o an o ziyaretin belgelerini bulmaya çalıştı, bulamayınca çok şaşırdı. "Öyle bir ziyaret olsaydı, mutlaka yazışması olurdu ve kitaba koyardım" dedi.
Biraz uzun olacak ama, herkes arşivine alırsa iyi olur. Tarihi bir şahitlik yapmış olalım.)
Thomas Michel, Nur camiasının yatak odasındaki "ikinci güveyi"dir. CIA ajanı, Gladio'cu, İlluminati üyesi bir Vatikan yöneticisi olduğu son 20 yıldır biliniyor. Hakkında takoz gibi kitap yazıldı.
Hadi önceden bilmiyoruz diyenler 20 yıldır bilmiyoruz diyemez. Birinci ve Fırıncı beyler, Michel’e, "bir hırıstiyan nur talebesi" sıfatını 30 yıl önce vermişlerdi.
Nurculuk onların zihinlerinde Mevlevilik, Melamilik, Bektaşilik gibi, modern tarikata dönmüş. Bir sürü Hıristiyan ve Yahudi Mevlevi ile görüştük, haberlerini okuduk. Onlara göre nasıl Mevlevilik, Melamilik için Müslüman olmaya gerek yoksa diyalogcu bazı abilerimiz için de Nurcu olmak için Müslüman olmaya gerek yok. Bu sıfatı kullanabildiklerine göre ve bu adama PARALEL NURCULUĞUN her grubu teberrüken ders yaptırabildiğine göre durum maalesef aynen bu şekilde. Onunla direkt ya da endirekt temas halinde olmayan "vekil abimiz" maalesef yok. Ya kendileri bizzat görüşüyorlar, ya da "sağ kolları" bu görüşmeleri gerçekleştiriyor. BU KONUDA HİÇBİR İSTİSNA YOK!
Biraz daha bekleyip Thomas Michel, FETÖ ve Paralel Nurculuk makalesini yayınlayacağım.
Allah inadla değil insafla yaklaşılmasını ve uyanmayı nasib etsin. Amin.
Şimdii..
ATHENAGORAS’LA GÖRÜŞME YALANI!
Bir de Athenagoras'la görüşme yalanı var aynı lobinin. İmanının ve ilminin izzeti sebebiyle esir olmasına rağmen Rus kumandanına ayağa kalkmayan, ölmeyi tercih eden Üstad'ımız, şahitliği geçersiz 2 kişinin iddiasına yine şahitliği geçersiz 1 ravinin aktarmasına göre CIA ajanı patrik Athenagoras'ın ayağına randevusuz, sakil bir şekilde gitmiş!
Baştan sona yalan.
Tek şahidi "denge" problemi yaşadığı ehlinin ma'rufu olan Yusuf Ziya Arun. Ondan rivayet eden KAYNAKlardan biri DİYALOGÇU, CIA'cı Fuller'ci, CIA'cı İlluminatici Thomas Michel'ci,, yine Vatikan'dan Michel Lelong'cu, Marovich'çi Fırıncı.
Patrikhane bu konuda 63 yıldır resmi yazılara cevap vermiyor. Olsa verirdi, di mi? Onlar da şaşkın olmalı.
AKGÜNDÜZ DE ŞAŞIRDI
Akgündüz'ün T.C Emniyet Arşivlerinden, Cumhuriyet Arşivi'nden çıkarttığı 50 bin belgede buna dair tek satır yok. Piyasadaki her biri 1200 sayfalık 6 cildin 1952 ve 1953'e dair bölümünlerinde tek satır yok. TEK SATIR!!
Üstad'ın her saatini, evine kimlerin girip kimlerin çıktığını, SAAT SAAT rapor eden Emniyet ve MİT, Athenagoras'la görüşmeye tepkisiz kalacak, raporlamayacak! PANİK YAŞAMAYACAK, YÜZLERCE YAZIŞMA EVRAKI YILLAR SONRA ORTAYA ÇIKMAYACAK ÖYLE Mİ?!!
Athenagoras, SON DERECE politik bir kişilik.
İslam Dünyası'na ve komünizme karşı Batı blokunu birleştirmek için Vatikan'la 1000 yıllık karşılıklı AFOROZ belgelerini iptal edip, barıştılar.
1948'de ABD'den getirilip uyduruk evrakla vatandaş yapıldı.
Fener bölgesini Vatikan'a çevirecekti.
Devlet de 50'li yıllarda İsmaliağa ve İskenderpaşa camileri çevresine bilinen iki tarikatı yerleştirerek "çevreleme" harekatı yaptı.
Böylesine politik ve istihbaratçı biriyle Üstad'ımızın ne işi olur?
Bir âlimin onun ayağına gitmesinin dindeki hükmü nedir? Ey bunu iddia eden hamiyetsiz, gayretsiz, salabetsiz "talebe"ler! Böyle bir iftirayı atarken niye titremediniz!
ACÎB BİR HATIRA ve İLMİN-İMANIN İZZETİ
Athenagoras, TR’ye ilk geldiğinde resmi ziyaret için İstanbul Müftüsü Ömer Nasuhi Bilmen'i makamında ziyaret edecek. Bilmen diyor ki, “O geldiğinde ben oturuyor olacağım, o içeri girdiğinde ayağa kalkarsam bu ta'zimdir ve şer’an küfürdür. Nasıl yapmalı?" Hemen çözüm buluyorlar. Geleceği andan önce yandaki başka odaya geçiyor. Athenagoras'ı onun makam odasına getirip oturtuyorlar. Kendisi daha sonradan makam odasına girip patriği ayağa kaldırtıyor.. YAA! Bu işler bu kadar hassas EY CÜHELA, HUYENA TAKIMI!
Athenagoras'la ilgili sosyal medyanın en güçlü bilgi paylaşım sitesi Ekşi Sözlük'ten bir bilgi:
“Mustafa Kemal'in Nutuk'unda Mavri Mira örgütünün lideri, Nur camiasının kaynaklarına göre "gizli müslüman" diye bilinen bir isim.”
Evet, Ekşi Sözlük’e bunu yazan kişi gerçekten haklı. Çünkü o UYDURUK muhaverede ne deniyordu: "Ben Müslümanlığa inanıyorum ama metropolitlerim kabul etmiyor."
Sen böyle yazarsan, Ekşi'ci de öyle yazar..
YAHUUUUU!
Patrikler dahil, Vatikan temsilcileri, hatta papaların çoğu bile "HIRİSTİYAN DEĞİL Kİ GİZLİ MÜSLÜMAN OLSUN! BİRÇOĞU KRİPTO YAHUDİ! Türkiye’deki PARALEL NURCULUĞA HIRİSTİYANLIK AŞKINI AŞILAYAN Papa 2. Jean Paul, için Yeni Asya camiası "Hz. İsa" diyordu. FETÖcüler, "Gizli müslümandı. Son nefesinde hocamız himmet etti. İmanla gitti!!” dedi. PEKİİ, Polonyalı samimi mühtedi Müslümanlar NE DİYORDU? Onların 30 sene önce söylediğine, Türkiye medyasında da röportajlarda açıkça yayınlanan beyanlarına göre PAPA 2. JEAN PAUL, Sabatay'ların Frankist mezhebinden gizli bir Yahudi idi. Ergon Mengi adlı Polonezköy kökenli bir sabatay-frankist, "Papa akrabamız" diye yıllar önce ifşaatta bulunmuştu zaten. (Frankistler, hâlen de aktif olan ve son 300 yılda Deccaliyeti temsil eden İlluminati'yi kuran en sapkın, satanist teşkilat. Yahudi Prof. Harris Lenowitz'e göre, bu ekip, Fransız, Rus ve Amerikan ihtilalinin arkasındaki teşkilattı. Türk İhtilaline de (1908-1909) destek olmuştu.) Frankistler, zahiren Hıristiyan gözüken gizli Yahudiler. Çıkış noktaları Sabatay Sevi hareketi.)
PEKİ AL KONAVİ’NİN (ABDÜLMUHSİN EL KONAVİ)
ZABT VE “İDRAK”İNE "RAVİ"LİĞİNE GÜVENEBİLİR MİYİZ?
Alkonavi'nin kendi beyanlarına göre ve Üstad'ımızın ifadelerine göre KENDİSİNE ASLA güvenemeyiz. BAKIN MERHUM KONAVİ, Üstad'ın kendisi hakkındaki kerametvâri tespitlerini kendisi aktarıyor:
- "Zaman zaman bize çeşitli dersler verirdi. Yine bir gün bir vesilesini bulmuştu; 'Abdülmuhsin'in eli, dili kalbi iyidir. FAKAT AKLINA KARIŞMAM' DİYORDU.
- "Bazen çeşitli meseleler olunca Üstad yazmamı isterdi. 'Yaz, unutursun' derdi. Sonra daima sorup istişâre etmemi isterdi. 'İKİ KİŞİYE SORMADAN BİR ŞEY YAPMA' derdi.
- 'Eline, diline itirazım yok, FAKAT SENİN AKLINA KARIŞMAM' derdi. (EKSİ NOT veriyoruz: 1)
Üstad'ımız merhum niye haklı?
Çünkü, Muhsin Alev abi (Alkonavi), AYNI HADİSEYİ BİRBİRİYLE İLGİSİZ İKİ FARKLI ŞEKİLDE ANLATIYOR.
Hem de aynı röportajda:
-1- "Üstad'ın Fener Patriğiyle Görüşmesi"
"Çarşamba'da Ziya Arun kardeşimizle birlikte gezmeye gitmişlerdi. Eve döndüklerinde Ziya Arun heyecanlı bir şekilde. Üstad'la birlikte Fener PATRİKHANESİNE GİTTİKLERİNİ ve Üstad'ın Patrik Athenagoras'la GÖRÜŞÜP KONUŞTUĞUNU anlattı.
-2- BEDİÜZZAMAN PATRİK ATHENAGORAS İLE GÖRÜŞMÜŞ
Sene 1953. ÜSTAD ÇARŞAMBA’DA MEHMED FIRINCI’NIN EVİNDE KALIYORDU. Dışarı çıkmak istedi. Ziya Arun’a, “Ben hizmet yapacağım burada, sen git.” diye rica ettim. Ziya Arun gitmişti. Ziya Arun gelince anlattı bana. Dedi ki: “Giderken Athenagoras’a RASTLADIK, Üstad onunla konuştu.” Ben bu hadiseye o şekilde vakıf oldum. O gün Üstad’ın yanında değildim.
TESPİT:
Madde-1:
ÜSTAD'IMIZ FIRINCI'NIN EVİNDE KALMIYORDU. Fırıncı beyin kiralamışken Üstad istediği için geri çekildiği, Üstad'ın 80 lirayı bizzat vererek kiraladığı evde kalıyordu. (Bugün bile bu hikâye devam ediyor. EV FIRINCI'NIN DEĞİLDİ. Onlar kiralamışken, Üstad, FIRINCI'NIN MİSAFİRİ OLARAK DEĞİL, kirasını verdiği evde "kiracı" olarak kalmıştı. Kirasını EV SAHİBİNE VERMİŞTİ. FIRINCI BEYE DEĞİL. O açıdan Fırıncı'nın, "ÜSTAD'I EVİMİZDE MİSAFİR ETTİK" lafı çok ayıp. MUHSİN ABİMİZ, O GÜNLERİ YAŞAMIŞ AMA BU İNCELİĞİ YA ANLAMAMIŞ YA DA YANLIŞ AKSETTİRMİŞ BİR GÜZEL ABİMİZ. (Eksi Not-2)
Madde-2:
Konavi, "BERABER PATRİKHANEYE GİTTİKLERİNİ" ifadesiyle, "GİDERKEN RASTLADIKLARI" ifadesi arasındaki DAĞLAR KADAR FARKI ayırt edemeyecek bir güzel abimiz. Ne dediğini bilmiyor, neden bahsettiğinden haberi yok. (Eksi Not-3)
*Zihnî müşevveşiyet yaşadığını, dakik mes'eleleri kavrayamadığını anlıyoruz.
ATHENAGORAS'la görüşmek ve ONUN GÜYA GİZLİ MÜSLÜMAN OLMASI ÇOK BASİT BİR MESELE bu ağabeylerimizin ve ÜSTADIMIZIN NEZDİNDE! Başka şekilde hiç gündeme gelmemiş. Balat'taki Rum turşucunun Müslüman olması gibi bir şey demek ki! Ki o bile gündem olur Risale-i Nur'un içine illa girerdi. Athenagoras denen “Lâbis-i libas-ı katrânî, hâmil-i tâc-ı şeytânî, mahrûm-ı dergâh-ı Rabbânî" Müslüman olacak ve Üstad onu kendi haline bırakacak. MÜMKÜN MÜ? Ya da bir şahıs Müslüman olacak ve ööyle buzluktaki palamut gibi bir daha temas kurmayacak. Hiçbir kayıt olmayacak. Mahrem mektuplaşmalarda bu konu ERKÂN VE HASLAR DAİRESİNE BİLDİRİLMEYECEK! MÜMKÜNATI YOK!
SADECE FIRINCI, ARUN VE ALEV’İN BİLDİĞİ, BAHSETTİĞİ, KİMSENİN BİLMEDİĞİ böyle önemli bir GÖRÜŞME İstanbul Emniyeti ve MİT'i alarma geçirmeyecek.
İmkânı yok.
Akgündüz'ün Cumhuriyet-Emniyet arşivlerinden çıkarttığı evrakları paylaşacağım. Sayfalar dolusu istihbarat çalışması var. O gün Üstad'ı kim ziyaret etmişse o şahısla ilgili hangi ilden geldiyse ora ile İstanbul arasında defalarca yazışmalar yapılmış. Basit ve vasıfsız insanlar bile en ince detayına kadar araştırılmış, raporlanmış. Üstad'ın kiminle görüştüğü, ne yediği, kaçta kalktığı, ne yaptığı hepsi saat saat takip edilmiş. 8-10 saat haber alınamadığında tüm Emniyet alarma geçmiş, irtibatta olunan talebelerle teker teker temas kurulup, Üstad’ın nerede olduğu araştırılmış. Ve anlaşılıyor ki gereken bilgileri de "abilerimiz" vermiş maalesef. Çünkü o kadar detay ancak "içeriden" verilebilir.












Hiç yorum yok: