22 Ocak 2019 Salı

TUNCAY OPÇİN 'İN VE GÜLEN'İN EKİBİNİN EŞCİNSELLERE DESTEKLERİ

FETÖCÜLER VE FETULLAH GÜLEN'İN
EŞCİNSELLERLE "ONUR YÜRÜYÜŞÜ"


Şahin Alpay, Fetullah Gülen'in her satırını kontrol ettiği, tüm sayfaları her gün önce faksla, son yıllarda e-posta ile gönderilen ve onun onayından sonra baskıya gidebilen Zaman Gazetesi'nde EŞCİNSEL EVLİLİĞİ savundu. Buna Türkiyeli Müslümanlar tepki gösterdi, ancak olayın özünü ve derindeki "koalisyonu" bilmedikleri için yanlış tepki veriyorlardı. Genel Yayın Müdürü "milliyetçi-muhafazakâr" kılıflı, gazetenin mescidinde defalarca hutbe okuyup, cuma kıldırmış bir isim; Ekrem Dumanlı idi. Ama bu ve benzeri (aşağıda sıralı) skandal yazı ve haberler sırasında tüyü bile titremedi. Hepsi onun onayı ile gazetede yayınlandı.


Bu kupürleri ve yazıları bu blog sayfasında niçin topladım?
Öncelikle tam bir şaşkın ördek kıvamındaki cemaatçilerin asla bir hafızaları yok; cemaatlerini, hocalarını, medya organlarını bu konuda pîr ü pâk sanıyorlar. Utanmadan başka grup, kişi, parti yada çevrelere iftiralar atabiliyorlar.


Aşağıda göreceğiniz şekilde İslam tarihi boyunca, İslam'a en büyük hakareti FETÖ terör örgütü üyeleri yazarak, söyleyerek ve yazılanları paylaşarak yapmıştır.
Buyrun başlayalım:








EKREM DUMANLI'DAN EŞCİNSEL EVLİLİK YAZISINA "ONAY"!


İnsanlar Şahin Alpay'a olan tepkisini, "Böyle bir yazının Zaman'da yayınlanmasına nasıl engel olmazsın" diye Ekrem Dumanlı'ya yöneltti. "Bari bunun aleyhinde başka bir yazarınız yazı yazsın, tepki koysun" diye yalvardı, ama nafile. Zavallı okuyucular, FETÖ'nün eşcinsellik konusundaki "en tepeden gelen" kararını bilmediği için saf saf iyi niyet çağrılarında bulunuyordu.










***


GÜLEN'İN ÖZEL KALEMİ TUNCAY GÜNEY:"EŞCİNSEL OLDUYSAM, CEMAATİN İÇİNDEYKEN OLDUM!"


1995-1996 yıllarında ben STV'de önce muhabir sonra istihbarat şefi iken gördüğüm çok ilginç bir yapılanma vardı. İçeride bazı muhabir, editör ve haber müdür yardımcısının da olduğu bir grup Tuncay Güney, Veli Küçük ve Zekeriya Beyaz'la irtibatlıydı. Haber Müdürü de ayrıca MGK ile bağlantılı Genelkurmay'da çok etkili bir isimdi. (Misal: TRT kökenli bir haber müdürü -aslen spiker- olmasına rağmen, dönemin bir valisi daha üst düzey bir görev alabilmek adına MGK kursu görebilmek için bu haber müdüründen faksla referans istiyordu! Öylesine ilginç bir istihbarat çanağı idi o dönem STV).
Güney'in 1994 yılında STV'de "Doruktakiler" diye çok konuklu bir tartışma programı sunduğunu da öğrendim o dönem. Yine dönemin kamera şefi M. A'nın ve diğer mesai arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, Güney, eşcinsel kimliğini gizlememek yanında, bazı parlak muhabirlere de açık açık sarkıyor, kaldıkları bekar evlerine gidiyor, kurum içinde rezalet çıkmasına yol açıyor; ama yine de dönemin genel müdürleri (1994) tarafından korunuyordu. Sonuçta STV'nin en mahrem arşivinden -boş hali bile 110 dolar olan- 90'lık Betacam arşiv kasetleri Tuncay Güney'e uçuruluyordu. İşin özü, ben bu trafiği tespit ettim, belgeledim, üst yönetime arz ettim. Sonuç ne mi oldu? Tabii ki Mustafa Aydın olarak ben sürüldüm! Ben nereden bileyim o zaman bunların çok derin ve karmaşık ilişkiler ağı içinde olduğunu! Sanıyorum ki, harici bir grup STV'ye sızmış! Meğer, bu bir "iç kavga" imiş. Tuncay Güney daha sonra ifadesini alan polis müdürü Adil Serdar Saçan'a o uzun açıklamalarında birçok şeyi açık açık anlattı. Güney, 1994-1995 yıllarında Veli Küçük'ün selamıyla gittiği STV ve Zaman'da "A Sınıfı Protokol" ile genel müdür tarafından karşılandığını, dönemin Zaman Güvenlik Danışmanı emekli tümgeneral Hüseyin Sezgin'in d
e Zaman'daki görüşmelerde hazır bulunduğunu, görüşme sonrası yine genel müdür tarafından (polis kaydında Hüseyin Gülerce'nin, Mehmet Demircan'ın ismini veriyor) kapıdan uğurlandığını anlatıyordu. (Em. Tümg. Hüseyin Sezgin'in adını Tuncay Opçin'in Bavul kitabında görerek netleştirdim. Yoksa rütbesini ve adını unutmuştum.)
Tuncay Güney, hem Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nda, hem de Altunizade 5. Kat'ta Gülen'in özel kalemi gibidir, hem STV'de programcı ve yapımcı olarak çalışmış; ama aynı zamanda Zaman ve STV'den o dönem JİTEM için birçok isim devşirmiştir.
Sonunda ifade ettiğim gibi orada o yapıya bağlı olmayan profesyonel bir gazeteci kimliğiyle çalışan Mustafa Aydın, bu garip işleri ve arşiv kaseti hırsızlığını tescil edip amirlerine (Adem Kalaç) iletince asla korunmamış, direkt olarak Aksiyon dergisine sürülmüştür. (O kasetlerin daha sonra Ali Kırca ve Kemal Yavuz tarafından 18 Haziran 1999 tarihinde ATV'de yayınlanan Fetullah Gülen'in en mahrem konuşma kasetleri olduğu ortaya çıktı. Bunu söyleyen ve "Kasetleri STV'nin arşivinden temin ettim" diyen de yine Tuncay Güney'di.
Güney, 15 Temmuz 2016 sonrası A Haber TV'deki açıklamalarında isim isim FETÖ'nün istihbarat birimini nasıl kurup eğittiklerini de anlatmıştır. Güney'in adamı olarak deşifre ettiğim bir isim uzun dönem Ebru TV'de çalıştıktan sonra 2012 sonrası Cihan Haber Ajansı'na, yani "burnumun dibine" tayin edilerek bana ayrıca bir "mobbing" uygulanmıştır. Çünkü bu kişi kendisinin ihanetini üst yönetime ilettiğimi biliyordu. Onun ABD'de bulunmasını riskli görüp, İstanbul'daki merkeze tayin etmişlerdi. Bu tayinin arkasında da Fuat Avni ekibinin en esrarengiz üyelerinden biri olduğu zaman içinde ortaya çıkan Veysel Ayhan bulunuyordu.
Bu kadar uzun bilgilendirmeyi niye yapıyorum? Çünkü hâlâ "Güney'in cemaatle ne ilgisi var!" diyen ve diyebilecek beyinsiz cemaatçi ibişler bulunuyor!
İşte Fetullah Gülen'in bir dönem en mahrem elemanlarından biri olan Tuncay Güney diyor ki, "Eşcinsel olduysam cemaatin içindeyken oldum!"
Bu sözünden daha önemli olanı ise şudur: 



TUNCAY GÜNEY: CEMAAT, BANA SALDIRAMAZ!


Peki, siyasilere, paşalara, yüksek bürokrat ve zenginlere, hatta Erdoğan'a bile saldırabilen FETÖ, NİÇİN TUNCAY GÜNEY'E SALDIRAMAMAKTADIR?"
Tuncay Güney, bakın işte bu noktada saldıramama gerekçelerinin ip ucunu en son cümlede veriyor:

"Cemaatte imam değildim, danışmandım. İmamlar benim aşağımda oluyordu."
"Sen bakma bunlar çıkıyor, hakkımda abuk-subuk şey yapıyor. BİR TANESİ DOĞRU DÜZGÜN SALDIRI YAPSIN GÖRELİM BAKALIM! BENİM HAKKIMDA CEMAATİN BİR SALDIRISINI GÖSTER! ABUK SUBUK DİYORLAR. BAK NE DİYORLAR BENİM İÇİN, EŞCİNSEL DİYORLAR. BEN BAŞLADIYSAM EŞCİNSELLİĞE CEMAATTEYKEN BAŞLADIM!"


TUNCAY OPÇİN, ORAY EĞİN'İN
"ABLA" HİTAPLI TWİTİNİ NİYE SİLDİRDİ?

Tuncay Opçin, bir önceki blog arşiv çalışmamızda görüleceği üzere "İslamcı Gay" gibi "oxi-moron" nitelikli bir başlıkla, hedeflerine koydukları "Refah ve Fazilet Partisi"nin itibarını sıfırlamak, o partilerin yelpazesinde bulunan Kur'an Kursları, yurtlar, İHL'ler ve kendilerine muhalif Nur cemaatleri ve muhtelif tarikatları "eşcinsel kaynayan odaklar" olarak lanse etmişti. Bunu Müslümanların son yıllardaki en çileli mağduriyetlerini yaşadığı 28 Şubat döneminin en SIKINTILI zamanında yapmıştı.
Müslümanlar 28 Şubat'a direnirken Fetullah Gülen, MGK'yı "müçtehid" ilan etmiş, on binlerce cemaatçi kız öğrencinin ve öğretmenin başlarını bir emirle bir günde açtırmış, birçoğuna İslam'a göre kebair günah olan "iğreti saç"ı (peruk) taktırmış, Çevik Bir'e, "İsteyin tüm okulları devlete devredeyim" diye ağlak bir üslupla mektup göndererek kendisini korumaya almıştı.

Ayrıca, "Refah Partisi'ni de seçim sath-ı mâilinde kapatmak iyi olur" diye müçtehid ilan ettiği cuntaya akıl vermiş, destek olmuştu.
Kısacası hocası cunta yalakalığı yaparken, talebesi de yaptığı haberlerle, İslami kesimin üstüne "eşcinsellik" yaftasını adice yapıştırıyor, herkese şüpheyle bakılmasına yol açıyordu.
Aynen Emre Uslu ve Önder Aytaç gibi Tuncay Opçin de "cemaatle organik bağım yok", "cemaatçi değilim" dese de, 15 Temmuz sonrası gerçek yüzünü açık etmek zorunda kaldı. Ve "Hizmet" dediği ihanet örgütünün misyoneri gibi twitler atmaya, dağılan kitleyi motive etmeye çalıştı. En önemli twitlerinden biri, 8 Mayıs 2017 tarihli olan şu twit. Bu twitte Opçin, kafası karışık kripto/açık tüm "şakirt"leri sonu ölüm de olsa verilen emirleri sorgulamadan yerine getirmeyi emrediyordu:
"Hizmet, "önümüzde ateşten bir deniz var, atlarınızı ateşe sürün" dese, tartışmadan yapmamız gereken bir dönem."
Tuncay Opçin'in "organize yalan söyleyen, utanmaz şakirtler ve mollalar" nezdinde de cemaatteki konumunu netleştirdikten sonra eşcinsellik konusunda ne düşündüğü ile ilgili arşiv çalışmamıza geçebiliriz.

Soru şudur: "Bu düşünceleri bilinmesine rağmen niçin FETÖ'nün en mahrem noktasında yıllardır durabiliyor?"
(Ben de diyorum ki, soru yanlış, tam da cemaatin o mahrem noktalarında Tuncay Opçin gibilerin olması gerekiyor. Bu cevabı hâlâ şaşkınlık içinde olup, Fetullah Gülen'e hüsn ü zan için tevil arayan "şakirt"lerin iyice düşünmesi gerekiyor.)

Tuncay Opçin'in panik içinde Oray Eğin'e sildirttiği bir twitter mesajıyla başlayalım: 
1 Eylül 2015 tarihinde "gay" kimliğini gizlemeyen Oray Eğin, twitter'da kendisi aleyhine yazı yazan Tuncay Opçin'i etiketleyerek fena halde kinayeli bir soru soruyor: 

"Ne oldu abla?"

Soruda ne var ki, diye anlamaya çalışanlar, kısa sonra baktı ki, Opçin, Oray Eğin'e bu twiti sildirmiş! Bu ilginç twitin silinmesi ile Eğin'in, Opçin'e, "Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü" tarzında bir uyarı yaptığını anlamış oluyoruz. Twiti sildirebildiği için Opçin'in, Eğin'i "ürkütebilecek" konumda olduğunu da görebiliyoruz.



Geçelim ve
yine FETÖ'nün medya ekibiyle dönem dönem ciddi polemikler yaşayan Oray Eğin'le devam edelim.
Oray Eğin, 26 Mart 2018 tarihli Habertürk'teki köşesinde çok enteresan bir soru sordu. Kendisi de bir "gay" olduğu için, bu soruyu onun sorması ve cevaplarını bulmaya çalışması önemli.
Peki soru ne?;

ORAY EĞİN: 

"BU ADAMLARIN HEPSİ NEDEN EŞCİNSEL?"

https://www.haberturk.com/yazarlar/oray-egin/1891095-bu-adamlarin-hepsi-neden-escinsel

Tuncay Opçin'e "abla" diyen Oray Eğin, FETÖ adına tetikçilik yapan ünlü isimlerden çoğunun eşcinsel oluşuyla ilgili ilginç tespitlerde bulunuyor. Eğin, FETÖ'nün üst yönetiminde ve tetikçi medya ekibinde kullandığı isimlerin ezik karakterli ve ahlaksız kimseler olduğunu vurguluyor. Fuat Avni ekibi içindeki top sakallılarından, şişkosuna, uslusundan STV'deki süslüsüne kadar çok bilinen eşcinsellerin "GÜCE TAPINMA" duygusuyla hareket ettiklerini yazıyor. Ayrıca, mahrem işlerde çalıştırılan kimselerin cinsel zaaflarının FETÖ tarafından şantaj olarak kullanıldığına da dikkat çekerek, şunu ifade ediyor: 

"Akla ilk gelen ihtimallerden biri, FETÖ’nün kimi evli olan eşcinselleri tehdit yoluyla kendilerine bağlayacakları. İkiyüzlü bir hayat yaşayan eşcinseller kendi korku ve çekincelerinden dolayı örgüte bile bile daha kolay teslim olur sanki. “Sırları”
 ortaya çıksa hayatlarının kararacağını düşünenler örgüt elemanı olarak verilen görevleri yaparak önemsendiklerini hissediyorlar büyük ihtimalle"
Tuncay Opçin, FETÖ ve Fuat Avni ekibinin özel durumunu deşifre eden bu yazıyı henüz bu yazıyı Habertürk'ün sitesinde sildirtebilmiş değil.



SKANDAL!
ZAMAN HOLLANDA:
HZ. MUHAMMED HAYATTA OLSAYDI, EŞCİNSEL EVLİLİKLERE İZİN VERİRDİ!


Fetullah Gülen'in Hollanda'da çıkarttırdığı  Vandaag gazetesinde eşcinselliği meşru göstermek için Hz. Muhammed Aleyhissalatü vesselam Efendimiz'e iftira atıldı. Sözkonusu yazıda “Hz. Muhammed bugün hayatta olsaydı eşcinsel evliliğe izin verirdi” rezil iftirası ileri sürüldü. Avrupa’da yaşayan her milletten Müslümanlar gün boyunca FETÖ’nün bu alçak iftirasına tepki için Zaman Vandaag'ı aradı, ama nafile. Gazetenin yayın yönetmeni ve Fetullah Gülen'in Hollanda'daki en yetkili ismi Mehmet Cerit, özür dilemeyi bırakın, "demokrasi" gerekçesiyle yazıdaki iddiayı savundu.





Peki kim bu eşcinsel evlilik savunucusu Fetullah Gülen'in Hollanda'daki temsilcisi Mehmet Cerit?
Cerit'in ve hocasının asıl yüzünü gösteren başka bir haber: 

FETÖCÜ MEHMET CERİT: 
"MÜSLÜMANLARDA BEYİN YOK,
GÜÇLENDİKÇE TEHLİKELİLEŞİRLER,
GÜÇLENMELERİNE İZİN VERİLMEMESİ GEREKİR!"



Televizyon programında Hıristiyanlara ve Yahudilere yaranmak için Müslümanlara hakaret eden, terörist olarak lanse eden Cerit, şöyle konuştu: "Müslümanların parası var ama beyni yok. Güçlendikçe, tehlikelileşirler. Güçlenmelerine izin verilmemesi gerekir."
Programın bayan sunucusu, tam bu noktada çok güzel bir soru sordu İslam düşmanı Fetullahçı Mehmet Cerit'e. Sunucu, "Peki ya bu sözler Gülen içinde geçerli mi?" diye ekledi. Soru karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Cerit, cevap vermekte zorlandı: 

"Güç konusunda Müslümanların sorunu var."

Mehmet Cerit, Zaman Vandaag gazetesinin ismini 2017 Haziran ayında değiştirip Kanttekening yaptı. Bu gazete, Hollanda'daki vatanperver Türkiyelileri ve diğer ülkelerden Müslümanları radikal terörist olarak fişleyip, hedef göstermeye devam ediyor.

***

TUNCAY OPÇİN, EŞCİNSELLERİN CAN DOSTU

Tuncay Opçin'in yada Aksiyon döneminde kullandığı takma isimle Arda Sualp'in önüne gelene "eşcinsel" suçlaması yaptığını, yaptırdığını görüyoruz. Bu çirkefliğinin sebebi acaba nereye dayanıyor. Aktüel'de tam da 20 yıl önce (1999'da) eşcinsel barlarında dolaşan, oralardan kendine özel arkadaşlar edinen, bunu içi İslami kesime iftiralarla dolu olsa da habere dönüştüren Tuncay Opçin, eşcinsellik hakkında acaba ne düşünüyor?
Aşağıda kupürlerini göreceksiniz. Ancak işin özeti şu: Opçin, "İslamcıları" ya da "Müslümanları", daha LGBTİ'nin açılımını, o açılımdaki terimlerin ne ifade ettiğini bile bilmekten aciz bir kitle olarak kınıyor, ama o kitleye utanmadan eşcinsellik atfında bulunabiliyor. Evet, "İslamcılar", ya da "İslami kesim" diyelim LGBTİ'nin ne anlama geldiğini bilmez ve bilmesi de gerekmez. Opçin ne diyor, "Biz FETÖcüler LGBTİ'nin ne olduğunu biliriz, eşcinselleri ve Onur Yürüyüşünü Zaman gazetesi ve cemaat medyası olarak destekleriz."
Hele, "Eşcinsellik deyince İslamcıların akıllarına sadece cinsellik geliyor." sözü ise tam evlere şenlik. Eşcinsellerin, cinsellikle ilgisi olmayan, temiz ahlaklı çocuklar olduğunu öğreniyoruz Opçin'den. Belki de öyledirler, biz tanımadığımız için bilemiyoruz; Opçin çok yakından tanıyıp, bildiği için lehlerine şahitlik yapabiliyor. O zaman susuyoruz.BAŞLIYORUZ

Tuncay Opçin'in twitter mesajlarına baktığımızda samimi olduğu arkadaşlarına ilginç ifadelerle kompliman yaptığını görüyoruz. Tabii, "Uluorta noluyo lan? Aileler var burda!" denilerek uyarıldığını da!
(Kamil Maman'ı çok iyi tanıdığım, temiz ahlaklı ve dürüst biri olarak bildiğim için bu
garip muhatabiyette haliyle onun bir kabahati yok.)



Aşağıdaki mesajları gördüğümüzde eşcinseller, asla cinselliği düşünmeyen, Lut Kavmiyle ilgisi olmayan, tercihleri "günah" kapsamında değil, "insan hakları" bağlamında ele alınması gereken "normal ahlaklı" insanlar. Peki, Tuncay Opçin, birini itibarsızlaştırmak istediğinde niçin eşcinsellik iftirası atıyor? Çelişkiler ve gelgitler içinde psikiyatrik bir vaka ile karşı karşıyayız.









***

KIRKLARELİLİ AMCA: 

"GÜLEN'İN TUVALETÇİ İLE REZALETİ ORTAYA ÇIKTIĞI ZAMAN, CEMAAT CUMA NAMAZI İÇİN CAMİYE GİRMEDİ, PROTESTO ETTİ. OLAYA MÜFTÜLÜK MÜDAHALE ETTİ. O DÖNEMİN KAYITLARI ARAŞTIRILSIN"



https://www.youtube.com/watch?v=wk2eR_2N7_U

Kırklarelili amca, Fetullah Gülen'le ilgili iddiaları anlatıyor: 

O yıllarda şaibe çıktı yani, işte, böyle böyle cuma namazına cemaat girmiyor. Girmeyince tabii ki, müftü filan geliyor. diyorlar ki, işte niye girmiyorsunuz? Diyorlar ki, biz bu imamla cuma namazına gitmeyeceğiz. - Kim o imam? - İmam işte... evet.. Şimdi amerika'da olan imam. Velhasıl, ondan sonra müftü tabii bunun şeyini, araştırmasını yapıyor. Derken oradaki tuvaleti tutan adamlan bunlar münasebet yapıyorlarmış. Gören olmuş ki bu hadise (cemaatin cuma namazına girmeme olayı) böyle zuhur etti. Velhasıl ondan sonra bu işin üzerine araştırmalar yapıldı, edildi ama o tuvaleti tutan adam ölmüş. Efendim, onu esasen şeyinden öğrenmek için. Gerçi bu hadise madem müftülüğe zuhur etmiş, herhalde onun kayıtları-mayıtları orada olması lazım. - Hadise nedir? - Hadise, cinsi münasebet. - Kimle kim arasında? - İşte şey, tuvaleti tutan, çalıştıran adamla, o imam arasında. - Onun ismi ne? - Efendim onun ismi.. ismi.. İşte Fetullah. Fetullah Gülen işte. Yani, bu vesileyle tabii aradan zaman geçtikten sonra bu işin meydana çıkması için araştırmalar yapılıyor ama.."



***

MAHMUT ÇEBİ, "TÜRKİYE TOPLUMU LUT KAVMİ
GİBİ GÖSTERİLEMEZ" DEDİ,
LİBERAL CEMAATÇİLER SALDIRIYA GEÇTİ

Zaman Gazetesinin, 1996-2001 yılları arasında Genel Yayın Yönetmenliğini yürüten Mahmut Çebi, twitter'daki hesabında yazar Orhan Pamuk'un bir eserindeki aşırı eşcinsellik vurgusunu eleştirdi. Yazdığı şeyde aslında bir saldırı da yoktu. Türk toplumunu tamamen ahlaksız ve eşcinsel şekilde lanse edilmesine karşı çıkmıştı. Çebi, "Bir yazar kendi toplumunu bu kadar kötü yansıtmamalı. Sanki Lut Kavmi. Batılıların kitaba niye ödül verdikleri belli" diyordu. Aydoğan Vatandaş ve Pensilvanya'ya muhalif mesajlarıyla bilinen Tayfun Tuna, Çebi'ye tepki gösterdi. 





***

FETÖ MEDYASI, RAMAZAN AYINDAKİ EŞCİNSELLERİN YÜRÜYÜŞÜNÜ DESTEKLEDİ YASAKLAYAN HÜKÜMETİ VE POLİSİ ELEŞTİRDİ

Ramazan dolayısıyla Eşcinsel Korusu, Türkiye'deki konseri iptal etmeyi düşündü. Eşcinsellerin medyadaki en önemli savunucusu çırmıhtılı Bülent Keneş, "Show must go on" (Şov devam etmeli) başlığıyla gazetesi Today's Zaman'da yazı yayınlattı.
Ekrem Dumanlı, Zaman gazetesinde "Onur Yürüyüşü" kılıflı eylemi savunan, polisi kınayan ifadelerle haber yaptırdı.
Bir okur, "Azcık omurganız olsun arkadaş ya, sana mı düştü lgbt savunuculuğu" diye Bülent Keneş'e yüklendi. Ancak, nereden bilsindi ki cemaatin bu konuda çok derin bağlantıları ve kabulleri var. Mesela, Türkiye'yi "terörist devlet" olarak gösterebilmek için kendini parçalayan ve Michael Rubin'in Türkiye aleyhindeki Türkçe twitlerini yazdığı anlaşılan Mahir Zeynalov'un eşcinsellerle aşırı samimiyeti bulunuyor. Türkiye ve dünyadaki tüm lgbt'lileri canhıraş şekilde savunma gayreti içinde ve bir yabancı "gay" kendisini takip ettiği için Zeynalov'a teşekkür ediyor.











***

LETONYA MUHTARI İLE
BARBAROS ŞANSAL, NİYE BU KADAR SAMİMİ?







Sosyal medyadan Türk toplumuna ".ok" diyerek tepkileri üzerine çeken; birkaç kez gözaltına alınan, vatandaşlar tarafından yumruklanan, sonunda çareyi yurt dışına kaçmakta bulan ünlü "şey"lerden Barbaros Şansal, FETÖcü trollerle aşırı derecede samimi. Özellikle twitter'da önüne gelene namus iftirası atıp, rahatlıkla küfreden Fetullah Gülen'in özel ekibinden Şıhbızınlı Mehmet Çelik'in Barbaros Şansal'la samimiyeti dikkat çekiyor.

Millete, milletin değerlerine, inancına hakaret eden "pislik" atan şerir tiplerle FETÖcülerin "cılk" derecede samimi oluşlarını görüyoruz. Tablo netleştikçe Alamut denen Pensilvanya, giderek "AlaLÛT"a dönüşüyor.
FETÖcüler, eşcinselleri koruduğu kadar, hiçbir konuda bu kadar cengaver değil. NEDEN ACABA?




***

FETULLAH GÜLEN'İN TUVALETÇİ İLE İLİŞKİSİNİ KİTAPLAŞTIRMAYA ÇALIŞAN HAYDAR MERİÇ NASIL ÖLDÜRÜLDÜ? POLİS MÜDÜRÜ, İTİRAFÇI OLAN POLİS MEMURUNU NASIL ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ?




***

FETÖ, SADECE EŞCİNSELLERİ KORUMUYOR! BURSA'DA ONLARCA ÇOCUĞA TACİZDE BULUNAN FETÖCÜ ÖĞRETMEN ÖZGEN İMAMOĞLU, CEMAATİN POLİS, MEDYA, YARGI VE MEB BÜROKRATLARI TARAFINDAN ORGANİZE ŞEKİLDE NASIL KAÇIRILDI?
SORUŞTURMAYI YÜRÜTEN POLİS TAMER TOPSAKAL NASIL TEHDİT EDİLDİ?




Zihni Çakır, Avaztürk röportajını okumak için linki tıklayınız: 





***

FETULLAH GÜLEN'İN SKANDALI BİTMEDEN, ÖRTMEYE ÇALIŞTIKLARI KARDEŞİ SEYFULLAH GÜLEN VE YEĞENLERİNİN TECAVÜZ SKANDALI PATLADI!

http://www.milliyet.com.tr/haydar-meric-cinayeti-davasinda-gundem-2579909/


***

SEYFULLAH GÜLEN, KONUŞAMASIN DİYE FETÖ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?






***

GÜLEN AİLESİNİN KARIŞTIĞI TECAVÜZ SKANDALI FETÖCÜ POLİS VE BÜROKRATLAR TARAFINDAN NASIL KAPATILMAYA ÇALIŞILDI?



***

FETÖCÜ SUBAY, HAPİSHANEDE KUZENİ OLAN AVUKATIYLA EŞCİNSEL İLİŞKİ HALİNDE YAKALANDI!





Hiç yorum yok: